14 Şubat 2008 Perşembe
Kadın oyuncusunu seçmekte zorlandı!
Kadın oyuncusunu seçmekte zorlandı!
Tarık Akan, ilk kez yönetmenlik koltuğuna oturacağı 'Kara Toprak' filmi için Beren Saat ile Beste Bereket arasında kararsız kaldı..
36 yıllık sanat hayatı boyunca 112 filmde başrol oynayan Tarık Akan, önümüzdeki günlerde ilk kez yönetmenliğe soyunacak. Senaryosunu da yazdığı 'Kara Toprak' adlı filmin çekimlerine yakında başlayacak olan usta oyuncu, başrol için 'Beyaz Gelincik' dizisinin 'Aliş'i İsmail Hacıoğlu ile anlaştı.
KARARSIZ KALDI
Tarık Akan'ın kadın oyuncu arayışı ise hâlâ sonuçlanmadı. Pek çok adayla görüştükten sonra, Beren Saat ve Beste Bereket üzerinde karar kılan Akan; iki ünlü arasında da henüz bir seçim yapamadı. Şu sıralar atv'nin dönem dizisi 'Hatırla Sevgili'de oynayan Beren Saat, bugüne dek sinema filminde rol almadı. Beste Bereket ise sinema filmi konusunda deneyim sahibi.
DARBE ZAMANI AŞK
Ulaş İnaç'ın yönettiği 'Türev' filmiyle 'En İyi Kadın Oyuncu' dalında Altın Portakal kazanan Beste Bereket; Murat Şeker'in yönettiği '2 Süper Film Birden'de de rol almıştı. Tarık Akan'ın, kadın oyuncusunu seçtikten hemen sonra 'Motor' diyeceği 'Kara Toprak'; 12 Eylül 1980 döneminde yaşanan bir aşkı konu alacak. Politikayla ilgilenmeyen kendi halinde bir müzisyen olan piyanist Ahmet (İsmail Hacıoğlu) ile siyasetle yakından ilgilenen Zeynep'in hikayesi beyazperdeye taşınacak.
Beyaz öyle bir pot kırdı ki...
CNNTURK ekranlarında Güven Kıraç ile birlikte her hafta ’Nası Yani?’ programını yapan Beyaz, esprileriyle herkesi güldürüyor. Beyaz’ın tavrını ve üslubunu bilenler hiç bozulmadan esprilere katılıyorlar. Bir pot kırsa da hemen düzelten ve incelikli davranan Beyazıt Öztürk, ne yazık ki bu kez fena bir pot kırdı.
Hatırla Sevgili dizisindeki Yasemin karakteriyle çok sevilen Beren Saat, programın konuğuydu. Programda yarışmalardan tanınan isimler konuk olarak çağrılmıştı. Beren Saat de Türkiye’nin Yıldızları yarışmasında 2. gelmiş ve başarılı işleriyle adını duyurmuştu.
Beren’i yarışmaya girmesi için zorlayan, büyük destek veren, formu dahi birlikte doldurup elemelerde yanında olan sevgilisi Efe, o dönem bir trafik kazasında yaşamını yitirmişti. Çok büyük acı yaşayan Beren Saat, acısını içine gömmüş ve kendisini de işine vermişti.
Bu acı olayı bilmeyen Beyaz, canlı yayında espri yapmak isterken Beren Saat’i zor durumda bıraktı. Hemen olaya müdahale eden Güven Kıraç araya girip konuyu değiştirdi. Beyaz, nasıl büyük bir pot kırdığının farkına varamadı ama daha fazla irdelemedi. İşte o diyalog:
Beyaz: Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdin?
Beren Saat: Şimdi düşününce o süreç nasıl geçti bilmiyorum ama olacağı varmış. Hayatımın yanlış gittiği konusunda söylenip duruyordum. Finallerimin bittiği bir gündü. Erkek arkadaşım "Yürü kalk gidiyoruz" dedi.
Beyaz:Beraber misiniz halâ?
Beren Saat: (Ne söyleyeceğini şaşırdı bir an) Hayır.
Beyaz:Tabi adam bunların hesabını yapamadı değil mi? Şaka şaka
Beren Saat: Hayır, öyle olmadı.
Güven Kıraç: Orada hazin bir hikaye var girmeyelim.
Beren Saat: Evet...
(Vatan)
Dokunduğu yıldız oluyor
Beren Saat,Bülent İnal, Tuğba Büyüküstün, Begüm Birgören,Cansel Elçin... Hepsinin ortak özelliği; yönetmen, yapımcı, proje tasarımcısı Tomris Giritlioğlu tarafından keşfedilmeleri. Giritlioğlu'nun, atv için çektiği Kara Yılan'da sihirli değneğini dokunduracağı yeni yıldız adayları ise Ezgi Çelik ve Elvin Aydoğdu..
Kurşun Yarası, Çemberimde Gül Oya, Kırık Kanatlar ve Hatırla Sevgili'yle dönem dizilerini hayatımıza sokan yönetmen, yapımcı ve proje tasarımcısı Tomris Giritlioğlu'nun bir özelliği de dokunduğunu şöhret yapması. Yaptığı dizilere seçtiği isimler, bir yıl içinde herkesin peşinden koştuğu bir yıldız oluyor. Cansel Elçin, Beren Saat, Bülent İnal, Tuğba Büyüküstün ve Begüm Birgören hep Tomris Giritlioğlu'nun keşfettiği ve önemli roller vererek parlattığı isimler. Giritlioğlu, bugünlerde, atv için yeni bir dönem dizi çekiyor: Kara Yılan. Usta yapımcı, bu dizide de yeni yıldızlar doğacağının ipucunu veriyor.
* Bu sezon hangi projelerde imzanızı göreceğiz?
Bu yıl atv'nin yapımcılığında hazırladığımız, Sis Yapım ve benim proje tasarımını yaptığımız çok önemli bir proje var: 'Kara Yılan'. Yine bir dönem dizisi. Bir de başka bir kanal için, kendi memleketim olan Antakya'da bir dizi çekiyoruz.
SEYİRCİ KARAKTERİ DEĞİŞTİ
* Siz dönem dizilerini seyirciyle tanıştıran kişisiniz. Dönem film ve dizilerine ilginiz nereden kaynaklanıyor?
Dönem dizilerini daha önce sadece TRT yapıyordu. Ben TRT kökenli bir yönetmenim, TRT benim için bir okul oldu. İlk dönem dizisi olan ve yine atv'de yayınlanan 'Kurşun Yarası'nın proje tasarımını yapmıştım, ilk kez bir özel kanal için çok uzun soluklu bir dizi hazırlamıştık. Çok büyük ilgi görmüştü. 'Kurşun Yarası' olmasaydı, arkasından gelen dönem dizilerini yapmam mümkün olmayabilirdi. Kurşun Yarası'nın başarısı diğerlerini hazırladı.
* Türk halkı da çok sevdi dönem dizilerini. Seyircinin ilgisini neye bağlıyorsunuz?
Çünkü toplum değiştikçe seyirci karakteri de değişiyor ve kendi tarihiyle, insanıyla yüzleşmekten hoşlanıyor, daha değişik bir tat alıyor. Tabii öğretici ve geçmişi hatırlatıcı olma durumu da var dönem dizilerinin. Birbirine çok benzeyen diziler arasında, dönem dizileri biraz sıyrılıyor gibi geliyor bana. Ben de tarihi güncelleştirmeyi seviyorum ve bugüne göndermelerle geçmişi anlatmaya çalışıyorum.
RİSK GÜZELDİR
* Dönem dizisi çekerken taraf olmamak gibi bir endişeniz oluyor mu? Örneğin 'Hatırla Sevgili'de sağ sol çatışmalarını anlatırken objektif kalmayı başarabiliyor musunuz sizce?
'Hatırla Sevgili' iki seyirci grubuyla da bağ kurabildi. Muhafazakar seyirci de, soldaki birçok seyirci de sevdi diziyi, çünkü bizim tarafsız kalabilmek için olağanüstü bir çaba harcadığımızı hissetti bence. Biz 'Hatırla Sevgili'de ilk kez geniş bir danışman kadrosuyla çalışma imkanı bulduk. O danışmanların her bölüm için gönderdiği raporlar da bu tarafsızlığımızı korumamıza yardımcı oluyor. Ben seyircinin şunu bilmesini istiyorum ki; 'Hatırla Sevgili' son derece art niyetsiz, dürüst ve samimi bir şekilde ekrana getiriliyor.
* Siz tarihe meraklısınız galiba...
Aslında siyasete meraklıyım gençliğimden beri. Ve filmlerimdeki özü, dizilerde devam ettirmeye çalışıyorum. Evet, biraz riskli işler yapıyorum ama risk her zaman güzeldir. Bu duygu bazen yenilgiyle sonuçlanabiliyor ama başarıyla yenilgi iç içe geçtiği zaman daha doğru işler yapabiliyorsunuz. Ben hayatta hep başarılı olmayı isteyen biri değilim. Yenilgi ne yapmamam gerektiğini öğretiyor bana.
ÇOK ÇALIŞIYORUM
* Yönetmenliğiniz, yapımcılığınız, proje tasarımcılığınızın yanı sıra cast seçiminizle de çok ünlüsünüz. Sizin için 'Şöhret Avcısı' diyorlar. Oyuncu seçiminizi neye göre yapıyorsunuz?
Bütün bu saydığınız sıfatlar içinde, kendimi gerçekten başarılı bulduğum yanım cast duygum. Onda yanılma payımı çok aza indirdim artık. Burada da sezgi ön plana çıkıyor. Ben bir projeyi tasarlamaya başladığım zaman, karakterin karşılığını bulamıyorsam mutlaka bir no name (ünlü olmayan kişi) arıyorum. O karakter bir yerlerde var diye düşünüyorum. Bir de çok çalışıyorum, Türkiye'deki bütün oyuncu gruplarını, hatta oyunculuk öğrencilerini takip etmeye çalışıyorum. Bu yönetmen duyarlılığı ve sezgisiyle birleşince de cast'ı yapmak kolaylaşıyor.
* Sizin sayenizde tanıdığımız oyuncular, gün gelip başka yapımcıların projelerinde yer almak için size 'Hoşçakal' dese kırgınlık hisseder misiniz?
Hayır, hissetmem. Belki bu soruyu dört yıl önce, yani piyasaya ilk girdiğimde sorsaydınız, böyle bir kırgınlık yaşayabilirim derdim. Ama şimdi yaşamam, çünkü artık şunu biliyorum; birini kaybederseniz, demek ki siz ona, o proje kadar yeterli ve düzeyli bir şey hazırlayamamışsınız demektir. Bugüne kadar böyle bir şey yaşamadım ama bundan sonra yaşayacak olursam, en ufak bir kırgınlık hissetmeyeceğimi onlar bilir.
EYVAH YA GİDERSE
* Ama aslında hayal kırıklığı yaşamak çok insani bir duygu değil mi?
Ben 'Ihlamurlar Altında'yı hazırlarken, Bülent İnal'a çok güçlü bir teklif gelmişti. Tabii içimden, 'Eyvah, ya giderse' diye bir duygu geçti. Ama ben hemen Bülent'e; 'Hikayeyi oku, görüş, ondan sonra karar ver' dedim. Benim öyle bir şöhretim varmış ama bu çok yanlış bir şey; ben hiçbir oyuncuyu baskıyla yanımda tutmadım ve tutmam. Başka teklifleri hiç okumadan, sadece benimle olmak için beni seçmeleri beni daha çok üzer.
EN BÜYÜK PROJE
* 'Kara Yılan'da hayatımıza sokacağınız, diğer bir deyimle sihirli değneğinizi değdireceğiniz kimler olacak?
'Kara Yılan' çok özel bir proje bizim için, çünkü çok zor bir proje. Prodüksiyon açısından şimdiye kadar Türkiye'de çekilen en büyük proje olacak diyebilirim. Çok iyi bir cast kurduk. Bu cast'ta hem tecrübeli, hem de ilk kez seyirciyle buluşturmaya amaçladığımız oyuncular var. Bunlardan Ezgi Çelik ve Elvin Aydoğdu öne çıkacak diye düşünüyorum.
* Peki yeni oyuncu adayları, sihirli değneğinizi onlara da değdirmeniz için peşinizden koşuyor mu?
Evet, çok büyük bir talep var, çok arayan oluyor, ben de zaman ayırmaya çalışıyorum.
Star olan oyuncu değil, projedir
* Beren Saat, Tuğba Büyüküstün ve Cansel Elçin'de yani parlattığınız tüm
oyuncularda sizi etkileyen neydi?
Benim için hepsi gerçekten saf oyunculuk taşıyan sanatçılar. Örneğin Cansel Elçin'i hangi karakterde oynatmanız gerektiğini bilmek, sonra onu yapacağınız projeye inandırmak çok önemli. Çünkü inandıkları zaman o karakteri ruhlarına katabiliyorlar. Bana hep 'Birçok star çıkardınız' diyorlar. Ben de 'Star projedir aslında' diyorum.
BEREN ÇOK AKILLI BİR KIZ
* Oyuncular, her rolde oynayabileceklerini söyler. Ama Beren Saat'in seksi bir kadını oynayamayacağı yazılıp çiziliyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Bu asla doğru değil. Bence Beren, her rolün altından kalkabilecek bir duygu ve zeka dünyasına sahip bir oyuncu. Bir kere oyunculuğu çok ciddiye alıyor. Bundan sonra çok daha iyi projelerde yer alacağına eminim. Çok da akıllı bir kız. Çok seksi bir rolde oynayabilir ve çok da başarılı olur. Bence hangi oyuncuyu hangi rolle buluşturacağınız çok önemli. İyi oyuncu her rolü iyi oynayabilir.
Etiketler: Beren Saat Haber, Bülent İnal, Cansel Elçin, Tomris Giritlioğlu, Tuba Büyüküstün
Önceki YazılarAltın Lale Ödülü: Beren Saat
Kadıköy Güzel Sanatlar Lisesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen 'Altın Lale Güzel Sanatlar Ödülleri' önceki akşam Caddebostan Kültür Merkezi'nde düzenlenen törenle dağıtıldı. Ayşe Egesoy ile Çetin Çifttçioğlu'nun sunduğu gecede; ödüllerini almaya gelenler ise azınlıkta kaldı. Çünkü; pek çok sanatçı 'Altın Lale'sini almak için yardımcılarını yollamıştı.
*En İyi Erkek Oyuncu: Yetkin Dikinciler
* En İyi Kadın Oyuncu: Nurgül Yeşilçay
* En İyi Kadın Oyuncu (Dizi): 'Hatırla Sevgili'-Beren Saat.
* En İyi Erkek Oyuncu(Dizi): 'Beyaz Gelincik'-Erkan Petekkaya
* En İyi Popçu: Burak Kut
* Ustalara Saygı Ödülü: Edip Akbayram, Suna Pekuysal, Savaş Dinçel, Erol Büyükburç
Bülent & Beren Aşkı Belgelendi
Bülent İnal sevgilisi Beren Saat’le birlikte fotoğraflarını çeken muhabire "Terbiyesizlik yapma" diye çıkıştı!
Sevgilisi Beren Saat'le ilk kez yan yana görüntülenen Bülent İnal muhabirimize çok kızdı: Sana bizi çekmeni kim söyledi? Ben seni sevgilinle çeksem hoşuna gider mi?..
MUHABİRİN ÜSTÜNE YÜRÜDÜ
Bir süredir büyük bir aşk yaşayan 'Hatırla Sevgili'nin güzel yıldızı Beren Saat ile başarılı oyuncu Bülent İnal, Akmerkez'de objektiflere yakalandı! Bugüne kadar hiç birlikte görüntülenemeyen sevgililer fotoğraflarının çekilmesine çok bozuldu. İnal, "Sen kimsin? Sana bizi çekmeni kim söyledi? Ben seni eşinle, sevgilinle çeksem hoşuna gider mi?" diyerek muhabirin üzerine yürüdü.
BEREN SAKİNLEŞTİRDİ
Beren Saat, sevgilisi Bülent İnal'ı "Tamam, boşver" diyerek sakinleştirmeye çalıştı. İnal, 'Ihlamurlar Altında' dizisinde rol arkadaşı Tuba Büyüküstün'den ayrıldıktan sonra Saat'le birlikte olmaya başlamıştı. Büyüküstün'ün de Beren Saat'in 'Hatırla Sevgili'deki rol arkadaşı Cansel Elçin'le aşk yaşadığı ortaya çıkmıştı
Kaynak: Sabah/İLKER GEZİCİ
"Güz Sancısı" Çekilemiyor mu?
Film oyuncularından Emre Kınay'ın Milliyet Gazetesine verdigi ropörtajdan ilgili bölümler:
Daha çok tiyatro ve televizyon ağırlıklı çalışıyorsunuz. Sinemaya nasıl bakıyorsunuz?
Tiyatro benim hayatımda olmazsa olmaz bir şey. Sinemaya da sıcak bakıyorum. Geçen sene "Güz Sancısı" vardı, bu sene "Tramvay" için görüştük. Şimdi yabancı bir proje için Bulgar bir yönetmenden teklif var. Sinemada biraz daha seçici olmaya çalışıyorum. Film çekmiş olmak için film çekmek istemiyorum, biraz daha sosyal ağırlıklı bir yapım olsun istiyorum. Başrolü oynamak falan hiç önemli değil, önemli olan filmin ne anlattığı. "Güz Sancısı" 6-7 Eylül olaylarını anlatıyordu, onun için cazipti. Ekonomik yetersizliklerden dolayı çekilemedi.
Güz Sancısı'nın melez sürprizi
Yılmaz Karakoyunlu'nun romanından uyarlanan filmin başrol oyuncusu Nathalie Cardone. 35 yaşındaki melez güzel, Che Guevara için yazılan "Hasta Siempre" şarkısıyla ünlenmişti
Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu'nun, bir dönemin kesitlerine yer verdiği üçlemeden beyaz perdeye uyarlanacak ikinci romanı "Güz Sancısı"nın başrol kadın oyuncusu belli oldu. 6-7 Eylül olayları fonunda bir Türk genci ile Yahudi bir kızın aşkını anlatan filmde, melez güzel Nathalie Cardone oynayacak. İstanbul ve Antakya'da çekilecek film için Mayıs ayında "motor" denilecek. Filmin başrol erkek oyuncusu ise TV dizilerinden tanınan Emre Kınay.
KÖKLERİ ENDÜLÜS'E GİDİYOR
Senaryo yazımının her aşamasında Bakan Karakoyunlu'nun da hazır bulunduğu, Zeynep Özbatur'un yapımcılığını üstlendiği, Tomris Giritlioğlu'nun yöneteceği filmin başrolü için ilk teklif, Salkım Hanım'ın Taneleri''nde başrolü oynayan Hülya Avşar'a yapılmıştı. Ancak Avşar ile anlaşma sağlanamadı. Bunun üzerine teklif, sinema sanatçısı, şarkıcı Nathalie Cardone'ye götürüldü. Yönetmen Tomris Giritlioğlu geçtiğimiz günlerde Fransa'ya giderek, Cardone ile görüştü. Cardone, bundan bir iki yıl önce Che Guevara için yazılmış "Hasta Siempre" adlı şarkıyla tüm dünyada ve Türkiye'de büyük beğeni kazanmıştı. Cardone teklifini kabul etti. Filmin baş kadın karakteri olan Estel için Nathalie Cardone'ye teklif götürdüğünü söyleyen Tomris Giritlioğlu, "Filmlerini ve klibini seyretmiştim. Çok beğendiğim bir sanatçı. Projeyi çok beğendi. Anlaşmaya vardık" diye konuştu..
Cardone, tam bir Akdeniz melezi. Fransa-İspanya sınırındaki Pau'da doğmuş. Kökleri Sicilya ve Endülüs'e kadar gidiyor. "Kendinizi Fransız mı, İtalyan mı yoksa İspanyol mu hissediyorsunuz?" sorusuna bir keresinde şöyle yanıt vermişti: "Dünya vatandaşıyım. Anneannem Endülüs'ten Katalanya'ya Barcelona'ya gelmiş. Annem de Barcelona'dan Fransa'ki Pau'ya. Ben de Pau'dan Paris'e gittim. Buradan nereye gidileceğini bilemiyorum!"
Karakoyunlu konuk oyuncu
Kabinenin şair, yazar ve besteci bakanı Yılmaz Karakoyunlu, bu filmde de tıpkı Salkım Hanım'ın Taneleri'nde olduğu gibi yine konuk oyuncu olarak rol alacak. ANAP vekili Ediz Hun'un, konuk oyuncu olup olmayacağı ise önümüzdeki günlerde kesinleşecek. Oya Yüce, Tayfun Fisselimoğlu ve Ali Ulvi Hünkar'ın senaryo danışmanlığını yaptığı filmin müziklerini, Tamer Çıray yapacak.
Şule TÜRKER
Giritlioğlu Ağustos'ta 'motor' diyor
Söylemekte hiçbir sakınca görmüyorum, Tomris Giritlioğlu’nun “Salkım Hanım’ın Taneleri” filmi, benim en sevdiğim Türk filmdir. 1999’da Antalya’da en iyi film dahil beş Altın Portakal aldığı zaman yazdığım yazıda, “Evrensel ölçekte bir film. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın herhangi bir ülkesinde çekilmiş olabilirdi” değerlendirmesini yapmıştım. Son dönemde, birincilik gene Salkım Hanım’da kalmak üzere, yanına Ezel Akay’ın ‘Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü?’ filmini ekledim.
Neyse, altı yıldır büyük merakla Giritlioğlu’nun yeni bir film; özellikle de Yılmaz Karakoyunlu’nun 50’li yılların Beyoğlu’nu ve 6-7 Eylül olaylarını konu alan ‘Güz Sancısı’ romanından çekmeyi planladığı film için ‘motor’ demesini bekliyorum.
Bu filme başlayacağı yolunda aldığım bir duyum üzerine Giritlioğlu’nu telefonla aradım. ‘Güz Sancısı’nı değil ama arada çekeceği, yani bu ağustosta ‘motor’ diyeceği çok ilginç başka bir filmin müjdesini aldım.
Filmin adı ‘Yabancı’. Başrolü ‘Ihlamurlar Altında’ dizisiyle büyük çıkış yapan Bülent İnal oynayacakmış. Senaryoyu Ayhan Sonyürek, kendi öyküsünden yazıyor.
“Kara mizah olacak” dediği filminin temasını, “17 yaşında bir genç, 12 Eylül’ün hemen öncesinde bir eylemde vurulup komaya giriyor. Bütün idealleriyle derin bir uykuya dalıyor. 20 yıl sonra 2000’de 37 yaşında, bambaşka bir dünyaya uyanıyor” diye özetledi Giritlioğlu.
“O saf, inançlı duygularıyla gözlerini açıyor, hastaneden çıkıyor ve bambaşka bir ülkeye adım atıyor. Hiç tanımadığı bir dünyayla karşılaşıyor. Çünkü Türkiye’de her şey değişmiştir. Cep telefonları, özel televizyon kanalları, şehirleşme ve en önemlisi saf ideolojilerin oportünizme dönüşmesi. 1980’den 2000’e kadar Türkiye’de olan bitenden habersiz; adeta başka bir ülkeye düşmüş gibidir. O artık bir yabancıdır.”
Bülent İnal dışında kadroyu şimdiden isimlendirmek istemedi ama “Çok geniş ve iyi bir kadrosu olacak” dedi.
Peki ‘Güz Sancısı’?
“Aralık hatta ocak ayına kalabilir. Net bir zaman vermek istemiyorum ama ‘Güz Sancısı’ benim çok uzun zamandır üstünde çalıştığım ve çok sevdiğim bir proje. Mutlaka bir yıl içinde çekeceğim. Dört yıldır dizilerle bu kadar boğuşmamın temel nedeni de ‘Güz Sancısı’nı çekebilme ideali içindi. Çok uğraştım. Ama bu büyük bir prodüksiyon ve ‘Salkım Hanım'ın Taneleri’ gibi çekmek istemiyorum. Gerçekten hayalimdekine yakın bir şey çekmek istiyorum. Bu nedenle de böyle bir erteleme oldu. ‘Yabancı’nın daha dar bir bütçeye ihtiyacı var ve çok sevdim ben bu hikâyeyi de. Onun için önce ‘Yabancı’yı çekiyorum. Sonra Güz Sancısı.”
“İnşallah sizi 2007’de iki filmle göreceğiz” diyorum.
“İnşallah” diyor.
03.04.06
Bu ‘Güz Sancısı’nı herkes hissedecek
Yönetmen Tomris Giritlioğlu, İstanbullu azınlıkların hayatını altüst eden 6-7 Eylül Olayları’nı ‘Güz Sancısı’nda anlatacak
Varlık Vergisi’nin yol açtığı toplumsal yıkımı anlatan “Salkım Hanım’ın Taneleri” adlı filmiyle Altın Portakal kazanan yönetmen Tomris Giritlioğlu, yakın tarihin bir başka karanlık sayfasını açmaya hazırlanıyor. 4 yıldır, 6-7 Eylül 1955 tarihinde yaşanan ve İstanbul’daki azınlık kültürünün yok olmasına yol açan olayları anlatan bir proje üzerinde çalışan yönetmen, ‘Güz Sancısı’ adlı filmi için mayıs ayında motor diyecek. Giritlioğlu’nun ‘Yeditepe İstanbul’, ‘Çemberimde Gül Oya’, ‘Kırık Kanatlar’, ‘Kurşun Yarası’, ‘Ihlamurlar Altında’ ve ‘Sultan Makamı’ gibi birçok başarılı projede imzası var.
Altın Portakallı yönetmen 1999’da Altın Portakal’a layık görülen Tomris Giritlioğlu, TRT ekolünden yetişti. Giritlioğlu, ‘Güz Sancısı’, ‘Suyun Öte Yanı’ ve ‘Yaz Yağmuru’ gibi filmlere imza attı.
Erçin Dağ / Aksam Gazetesi
Eski ve yeni sevgilisiyle aynı filmde
"Güz Sancısı" adlı filmde, Bülent İnal'a eski sevgilisi Tuba Büyüküstün ile yeni sevgilisi Beren Saat eşlik edecek.
Tomris Giritlioğlu'nun senaryosunu yazdığı ve haziran ayında çekimlere başlanacak "Güz Sancısı" adlı filmde, Bülent İnal'a eski sevgilisi Tuba Büyüküstün ile yeni sevgilisi Beren Saat eşlik edecek.YILMAZ Karakoyunlu'nun "Güz Sancısı" adlı kitabından Tomris Giritlioğlu'nun senaryosunu yazdığı aynı adlı filmin çekimlerine haziran ayında başlanacak. Giritlioğlu'nun, 4 yıl önce çekmeyi planladığı fakat maddi imkanların yetersizliğinden dolayı başlayamadığı filminde Murat Yıldırım, Okan Yalabık, Lale Yavaş'ın yanı sıra Bülent İnal, "Ihlamurlar Altında" adlı dizide de birlikte rol aldığı eski sevgilisi Tuba Büyüküstün ve yeni sevgilisi Beren Saat rol alacak. Filmin, tarihe '6-7 Eylül Olayları' diye geçen dönemi anlatacağını söyleyen Giritlioğlu, gazetecilerin "Bülent İnal, Tuba Büyüküstün'ün eski sevgilisi, şimdi ise Beren Saat'le birlikte. Bu sizde filmin önüne geçme kaygısı yaratmıyor mu" sorusuna sinirlenerek "Bu soruların muhatabı ben değilim" diyerek röportajı yarıda bıraktı.
6-7 Eylül'de ne oldu
6 Eylül 1955'te İstanbul Ekspres Gazetesi, Atatürk'ün Selanik'te doğduğu eve bomba atıldığını yazdı. Galeyana gelen halk, gayrimüslim ev ve iş yerlerini yağmaladı. Çok sayıda azınlık okulu ile kiliseleri, 3 bin 584'ü Rumlara diğeri Ermeni ve Musevilere ait 5 bin 538 gayrimenkul tamamen yakıldı.
Tomris Giritlioğlu
Etiketler: Beren Saat Haber, Bülent İnal, Güz Sancısı, Tomris Giritlioğlu, Tuba Büyüküstün
Önceki Yazılar